İki erkek kardeş olan Hasan ve Kahraman bir çiftlikte yaşıyormuş. Aileleriyle birlikte bu çiftlikte at yetiştiriyorlarmış.
Atların yer aldığı ahırın avlusunda oynar, aşağıda akan derenin şırıltılarını dinlerlermiş. Yaşadıkları çiftlik yemyeşil ağaçlarla kaplıymış.
Ahırda yaşayan atların bakımını ve temizliğini ise çiftliğin seyisi olan Dadaruh yaparmış.
Hasan ve Kahraman da atları çok sever, uyanır uyanmaz Dadaruh’un yanına gider, ona yardım ederlermiş.
Atları beslemek, onları su içmeye götürmek en sevdikleri işmiş. Hasan küçük kardeş olduğundan tek başlına ata binmeye korkar,
Dadaruh’la birlikte binermiş.
Atların torbalarına arpa koyar, ahırı temizler ve çok eğlenirlermiş. En çok eğlendikleri şey ise tımar yapmakmış.
Dadaruh’u eline kaşağı alıp atları tımarlarken onu heyecanla seyreder, onlar da yapmak istermiş.
Dadaruh da onlara izin verir, yanlarındayken atları tımarlamalarına izin verirmiş.
Özellikle Kahraman sabahları erkenden gelip atları tımarlamak isteyince Dadaruh tek başına yapamayacağını, daha küçük olduğunu söylermiş.
Kahraman bir gün erkenden kalkıp, Dadaruh yokken atları kaşağılamaya karar vermiş.
Ahıra girip Dadaruh’un kaşağısını aramaya başlamış ama bulamamış.
Sonra ahırdaki sandığı açmış. İçinde İstanbul’dan yeni gelmiş ve hiç kullanılmamış gıcır gıcır kaşağıyı bulmuş.
Sağına soluna bakmış ve kimsenin gelmediğine emin olunca atları Tosun’u kaşağılamaya başlamış.
Tosun bu yeni kaşağıdan hiç hoşlanmamış ve huysuzlaşmaya başlamış. Kahraman ne yaptıysa onu mutlu edememiş.
Sonunda kaşağının uçlarının çok sivri olduğunu anlamış ve onu yere fırlatmış. Kaşağı kırılınca da onu yalağın içine atıp oradan hızla kaçmış.
Kahraman ve Hasan’ın babası ertesi gün bahçeye çıktığında yalağın içindeki kırık kaşağı görmüş.
Dadaruh’u çağırıp bunu kimin yaptığını sormuş. O cevap veremeyince Kahraman’a sormuş.
Suçundan kurtulmak isteyen Kahraman, kardeşi Hasan’ın yaptığını söylemiş.
O sırada yatağında uyuyan Hasan’ı çağırıp sormuşlar. Kaşağıyı sen mi kırdın diye.
O da ben kırmadım deyince babası ona bir tokat atıp ceza vermiş. Hasan’ın ahıra girmesini de yasaklamış.
Bir yıl sonra Hasan, büyük bir hastalığa yakalanmış. Doktorlar kurtuluşunun olmadığını söylemiş.
Kahraman bunu duyunca suçluluk duygusu daha da artmış. Uyandığında her şeyi babasına ve Dadaruh’a anlatmaya karar vermiş.
Sabah uyandığında salonda herkesi ağlarken bulmuş.
Maalesef kardeşi Hasan o gece hayata gözlerini yummuş.