Diğer Yarımızı Arıyoruz   

Yine milyonlarca yıl önce daha insanoğulu dünyaya gönderilmeden
önce erkek ve kadın ruhu aynı beden içinde yaşarlarmış. Birbirleriyle
mükemmel biçimde uyumlu bu çiftler sevgi, aşk, mutluluk, gibi
ihtiyaçlarını aynı
beden içinde karşılarlarmış. Tanrılar insanoğlunun bu uyumuna ve
mutluluğuna
hayran kalmışlar. Fakat zamanla erkek ve kadın bu yaşamdan, bu
monotonluktan sıkılmışlar ve bigün Tanrıların huzuruna çıkıp "Bizler artık
bu
şekilde yaşamaktan sıkıldık, monoton ve heyecansız bir hayatımız var"
diye şikayette bulunmuşlar. Tanrılar bu şikayet üzerine toplanıp bir
karar almışlar ve kadın ve erkeği var oldukları bedenden ayırmışlar.
Bir coğunu birbirlerinden çok uzağa fırlatmışlar. Kimini güneye, kimini
kuzeye, kimini doğuya, kimini batıya, bazılarınıda birbirlerinin çok
yakınlarına yollamışlar. Birbirlerinden ayrılan bu insanlara eşlerini
arayıp
bulmaları söylenmiş. Bu günümüzde hala böyledir. Kimse tek başına
yaratılmamış.
Herkesin bir eşi var. Fakat önemli olan o kişiyi, doğru insanı
bulabilmekte.
Bu başaranlar var. Etrafımızda 70-80 yaşına gelmiş ve hala el ele dolaşan,
birbirlerine ilk günkü gibi aşık tatlı yaşlı çiftler görmüyormuyuz?
Bu insanlar birbirini bulabilmiş insanlar. Fakat diğer yanda
yıkılan aileler, mutsuz olan hayatlar var. Aradığımız kişi, geçmişte aynı
bedende
yaşadığımız kişi belki bize çok uzak, belkide yanıbaşımızda ama biz
onu görmemekte ısrar ediyoruz. Kimbilir belki o kişiyi bulacağız.
Sadece bakmak yetmiyor, görmek önemli. Muhteşem diye nitelendirdiğimiz
Gülü bulmak uğruna ayağımızın altında ezdiğimiz papatya kimbilir
belkide aradığımızdır...