DEDİĞİN OLSUN

Ey sevdiğim güzel, benle dalaşa
Girme mi diyorsun ? Dediğin olsun...
Öfke oklarını yay gibi kaşa
Germe mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Ne demiştin bana sen geçen salı,
Kesiyorsun şimdi bindiğin dalı,
Sakın ha bir daha, yoluma halı
Serme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Sanma ki arzumdu düşmen bu hale,
Ne yapayım sen de kaldı ihâle,
Bundan sonra bana ne gül ne lâle
Derme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Yarın da var amma, unutma dünü,
Yok yere harcama şu genç ömrünü,
Değmem ben, kaptırma bana gönlünü
Verme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Dayanırsın elbet kışa soğuğa,
Fakat sığmaz bu yük iki koltuğa,
Sen kim, mesut olmak kim, mutluluğa
Erme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Akıntıya karşı çekilmez kürek,
Kolay değil ki bu, güç kuvvet gerek,
Aşk çile demekmiş, yok bende yürek
Sevme mi diyorsun ? Dediğin olsun...

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)


NERDEN BİLSİN

Gonca gülü dermemiş,
Gözü güzel görmemiş,
Görmüş sırra ermemiş,
Sevdâyı nerden bilsin !

Varını sunamayan,
Ayazda yunamayan,
Mecnunu oynamayan,
Leylayı nerden bilsin !

Başın alıp gitmemiş,
Halsiz kalıp bitmemiş,
Bir gün dalıp yitmemiş,
Hülyayı nerden bilsin !

Eder gerçeği talan,
Sonra der düş de yalan,
Niyetsiz yatıp dalan,
Rüyayı nerden bilsin !

Tesbih bozmuş dizmemiş,
Köyden öte gezmemiş,
Gölde bile yüzmemiş,
Deryayı nerden bilsin !

Ateşlerde yanmamış,
Zorlukla sınanmamış,
Cennete inanmamış,
Dünyayı nerden bilsin !

Tek varlığı para pul,
Ara ki insanlık bul,
Kulun kulu olan kul,
Mevlâyı nerden bilsin !

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)


YÂR OLUR MUSUN ?

Anlatmak ne mümkün yaram derinde,
Derdimin şifâsı senin elinde,
İnanır sözüme durmaz yerinde,
Coşar gelir bana, yâr olur musun ?

Allah aşkına düşünüp bir ara,
Aldırmadan fırtına, tipi, kara,
Benden beklemeyi koyup kenara,
Şaşar gelir bana, yâr olur musun ?

Sevgiye susamış, içip kanmışsam,
Uğruna kül olup, sana yanmışsam,
Sana kucak açmış, seni anmışsam,
Koşar gelir bana, yâr olur musun ?

Yakıp yıkıp, sonra da kaçar mısın ?
Ya da “kısmet” der, yola çıkar mısın ?
Su gibi engelleri yıkar mısın ?
Taşar gelir bana, yâr olur musun ?

Kırıp zincirleri, prangaları,
Sonra üzerine giyip alları,
Ovayı, dağları uzun yolları,
Aşar gelir bana, yâr olur musun ?

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)





KARTPOSTAL

Bilmeliydin bir şeyi,
Sendin tutunduğum dal.
Yıktı bütün her şeyi,
Gönderdiğin kartpostal.

Titremişti ellerim,
Heyecanla açmıştım.
Ya “Canım” ya “Sevgilim”
Yazdığını sanmıştım.

Satır satır taradım,
Saygı ve dilek çoktu.
Yazık ki bulamadım,
Seven bir yürek yoktu.

“Arkadaşım” diyerek,
Mesâfeyi koymuşsun.
Aşk senin nene gerek,
Sen sevgiye doymuşsun.

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)



HAZAN MEVSİMİ

Bir şeyler kopar içimden,
Her yıl hazan mevsiminde.
Bir âh çekerim derinden,
Her yıl hazan mevsiminde.

Tüylerim bir bir ürperir,
İçimdeki volkan erir,
Göz yaşlarım olur nehir,
Her yıl hazan mevsiminde.

Düştüğüm bir derin kuyu,
Anlatmak zor bu duyguyu,
Kovarım gece uykuyu,
Her yıl hazan mevsiminde.

Hayalimde ve düşümde,
Gülmedim fani ömrümde,
Canlanır mazi gözümde,
Her yıl hazan mevsiminde.

Güzeliyle, çirkiniyle,
Sevgisiyle, nefretiyle,
Şiir oluverir böyle,
Her yıl hazan mevsiminde.

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)




SABRET

Bırak haydi ağlamayı,
Biraz sabret, sabret gülüm.
Geldi işte bahar ayı,
Biraz sabret, sabret gülüm.

Çökünce üstüne hüzün,
Geceye döner gündüzün,
Güler elbet bir gün yüzün,
Biraz sabret, sabret gülüm.

Şudur ki, sözün kısası,
Her şeyin var bir sırası,
Bulunur derdin devâsı,
Biraz sabret, sabret gülüm.

Yağmur yağar, dolu yağar,
Mutsuzluğu umut boğar,
Gün doğmadan neler doğar,
Biraz sabret, sabret gülüm.

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)


VUSLAT ARZUSU

Gönlüm gece gündüz senin derdinde,
Ayları aylara eklemedim mi ?
Vuslat için henüz erken dedin de,
Sabır taşı olup beklemedim mi ?

Çıldırdın galiba sabret diyorsun,
Sanma ki susuzum sanma ki açım !
Ya aşkı bilmiyor, ya sevmiyorsun,
Seni istiyorum, sana muhtâcım !

Vurulup senin o güzel gözüne,
Uğrunda aklımı yitirmedim mi ?
Bağlı kalmak yok mu sende sözüne,
Ben verdim yerine getirmedim mi ?

Çıldırdın galiba sabret diyorsun,
Sanma ki susuzum sanma ki açım !
Ya aşkı bilmiyor, ya sevmiyorsun,
Seni istiyorum, sana muhtâcım !

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)






HAK ETMEDİK Mİ ?

Bırak artık nazı, döndüm şaşkına,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?
Sen de bir şey söyle Allah aşkına,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Açmadım ömrümde kimseye avuç,
Sana tutulduğum, sevdiğim mi suç,
Üç ayları buldu tuttuğum oruç,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Bir hatırlasana ; önce ne derdik,
Saadet sırrına, sevince erdik,
Bu aşkın uğruna az şey mi verdik,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Hasret ise hasret, çileyse çile,
Arzular geliyor bak artık dile,
Ruhum da emrinde bedenim ile,
Biz bu mutluluğu hak etmedik mi ?

Kavuşalım artık, bitsin bilmece,
Gönlümüz bir bayram etsin bu gece !

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)




VAR MISIN?

Zor değil kavuşmak sen de istersen,
Kaptan da ben olurum, tayfa da ben,
Mutluluk yaşanan sâhile yelken,
Açalım seninle desem, var mısın ?

Doğmak-ölmek kader, yaşamak sanat,
Söylesene kime yaramış inat,
Takıp kollarımıza iki kanat,
Uçalım seninle desem, var mısın ?

Kargadan başka kuş konmazmış leşe,
Palamuttan başka ne verir meşe,
Birlikte her yere mutluluk, neş’e,
Saçalım seninle desem, var mısın ?

Varsın deli dîvâne desin çoğu,
Dilersen batıya, istersen doğu,
Bırakıp bir kenara varı yoğu,
Kaçalım seninle desem, var mısın ?

Otursak bir yerde şöyle yan yana,
Koyu bir sohbete dalsak can cana,
Doldursa sâkîler biz kana kana,
İçelim seninle desem, var mısın?

Farkına vardın mı? Bu iş uzadı,
Düşünmeden vur bıçağa masadı,
Bizdik sevgi eken, şimdi hasadı,
Biçelim seninle desem, var mısın ?

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)



ÖYLE OLSUN...

Çocuk değiliz biz gemi azıya,
Alamayız demek ha...Öyle olsun !
Aşar boyumuzu rast gele suya,
Dalamayız demek ha...Öyle olsun !

Vermemiş devâsız derdi Yaradan,
Mecnun’un derdine Leyla’sı derman,
Seviyoruz diye âleme ferman,
Salamayız demek ha...Öyle olsun !

Attın gittin beni bir kor ataşa,
Vur sen de başını vur taştan taşa,
Yılda bir gün, bir kez senle başbaşa,
Kalamayız demek ha...Öyle olsun !

Öyle bir korktun ki düşmekten dile,
Aylarca çektirdin bin türlü çile,
Ne bugün, ne yarın mutluluk ile,
Dolamayız demek ha...Öyle olsun !

Hasta mı vefâ, öldü mü sadâkat,
Kalmadı mı yüreğinde hiç tâkat,
Senin de tek arzun saadet, fakat,
Bulamayız demek ha...Öyle olsun !

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)




İLHAM PERİM

Büyüledin gözün gamzen beninle,
Kul ettin kendine tatlı dilinle
Neyim misin benim? Kulak ver dinle,

Sen rüyam, hayalim, sen özlemimsin,
Sen benim her şeyim, ilham perimsin !

Benim için ha sen, ha sofra da aş,
Koymuşum bir kez bu aşk yoluna baş,
İster dost bil beni ister arkadaş,

Sen kısmetim, yârim, sen sevgilimsin,
Sen benim her şeyim, ilham perimsin !

Seninle dopdolu yarınım dünüm,
Duymasam sesini geçmiyor günüm,
Varsa sen de hüzün, ben de üzgünüm,

Sen sevincim, neş’em, sen kederimsin,
Sen benim her şeyim, ilham perimsin !

Değişmese fikrin kalsa da sabit,
Veyahut desen ki ; “Bitti bu iş, git”
Nafiledir, bitmez bendeki ümit,

Sen arzum, isteğim, sen dileğimsin,
Sen benim her şeyim, ilham perimsin !

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)




SEVDİĞİM

Sor bana “derdim nedir” de,
Bil, de, bileyim sevgilim.
“Derde çâre nerdedir” de,
Bul, de, bulayım sevgilim.

Arzumu ve isteğimi,
Biliyorsun dileğimi,
Yüreğine yüreğimi,
Sal, de, salayım sevgilim.

İstersen buz gibi suya,
Dilersen sonsuz uykuya,
Ya da bir dipsiz kuyuya,
Dal, de, dalayım sevgilim.

Neler yaptırır aşk, neler,
Yeter ki sen bir emir ver,
Dağı taşı birer birer,
Del, de, deleyim sevgilim.

Hadi farzet ki hastasın,
Ya da bir ihtiyaçtasın,
Der miyim hiç uzaktasın,
Gel, de, geleyim sevgilim.

Aram yok nefretle kinle,
Bırak nazı da söz dinle,
Baştan aşağı seninle,
Dol, de, dolayım sevgilim.

Bulup yine bir bahâne,
Yenir mi deme böyle nâne,
Uğruna deli dîvâne,
Ol, de, olayım sevgilim.

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)




ALTMIŞSEKİZİNCİ SAAT

Ne zaman görüşmüştük seninle en son,
Biliyor musun?
Son tartışmayı, son kavgamızı,
Hatırlıyor musun?
Tamı tamına,
Altmışyedi saat kırkbeş dakika olmuş,
Sen de sayıyor musun?
Tınmadın mı yoksa hiç,
Söylediklerini de mi unuttun,
Ya, benim dediklerim,
Aklına gelip de dolmadı mı gözlerin,
Ağlamadın mı hiç?
“Talihi yâr olanın, yâr sararmış yâresini”
Kanadı mı gönül yaran,
Dedin mi düğün benim neyime, neyime bayram.
Yaradı mı yoksa sana bu ayrılık,
Susma,
Susma hadi konuş,
Neleri paylaşmıştık seninle.
“Hatırla ey peri o mes’ut geceyi /
Çamların altında verdiğin buseyi”
Şarkılarla konuşurduk biliyorsun hep,
Ben;
“Mor salkımlı o sokakta”
bekleyeceğimi söylerdim.
Sen;
“Sevmekten kim usanır / Tadına doyum olmaz / Hangi gönül uslanır / Sevenle
oyun olmaz”
diye verirdin cevap.
Şimdi favori şarkın hangisi acaba?
“Elbet bir gün buluşacağız /
Bu böyle yarım kalmayacak” mı diyorsun,
Ya da ne bileyim,
Sezen’den “Adı Bende Saklı” yı mı dinliyorsun?
Hiç aklımdan çıkmayan bir sözün vardı senin,
“Sevgi sabırla bekleyen yüreklerin içindeydi,
sonu ne olursa olsun” demiştin.
Ama maalesef sen sabredememiştin.
Kaç kez baktın sahiden resmime,
Atamadın değil mi,
Buruşturup çöp sepetine.
Eee, kolay mı gülüm.
Ya çekmecende sakladığın şiirler,
Hangilerini okudun tekrar tekrar.
“Gönül toprağıma yaptım türbeni /
Dirilirsen ben ölürüm unutma”
diye biten şiiri mi?
Hissettin mi o an,
Senin için çarpan yüreğimi,
Takıldı mı ara sıra gözün saate,
“Arardı bu saatte” dedin mi?
Gidip gidip geldi mi elin telefona,
Sen beni aramak istedin mi?
Kolay mı oldu yoksa senin için ayrılık,
Harcanmamış mı saydın onca emeği?
Düğümlenmedi mi boğazına,
Son iki akşamdır iftar yemeği?
Yoktu değil mi konuşmaya cesâretin,
Onun için yazılı gönderdin bayram mesajını.
Bugün yerinde miydi bâri neş’en,
Gönül yıkan kumandan edâsıyla,
Takmış mıydın başına zafer tâcını?
Her neyse,
Geçelim istersen bunları,
Bugün gelinen bu noktada,
Ya sen ne yaptın diyebilir misin?
Tahmin edebilir misin neler yaptığımı,
Ya da bana sormaya cesaret edebilir misin?
Hayır, hayır sorma,
Yine eskiden olduğu gibi
Her şeyi ben düşüneyim,
Sen merakta kalmadan
Ben söyleyeyim.
Sensiz nasılsam eskiden,
Şimdi de öyleyim.
Yine de var tabiî bir fark,
Bu kez bıyığıma da düştü ak.
Aklımdan geçmedi desem yalan olur ama,
Ben senin resmini yırtıp atamadım.
Seni unutmaktan bahsetme hiç,
Ağzından yel alsın derim bu sözü,
Kor gibi dursa da yanıyor hâlâ,
Yüreğimde yaktığın aşkın közü.
Ve duramadım yine,
Sensiz yapamadım,
Aldım elime kağıt kalem,
Bu satırları karaladım.
Senin anlayacağın hâlâ,
Şiirimde sensin,
Gözümde sensin,
Gönlümde sensin,
Çünkü sen, herşeysin!

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)



AĞLATAN GÜLMEZ
“Olcay Hatun’a”

Hayat bir yolculuk, insan yolcusu,
Mutluluk kullara, gönül uykusu,
Elde etmek zordur, onu doğrusu,

Kaçarsa elinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü ; “ağlatan, gülmez”

Denmiş ; “rüzgâr eken, fırtına biçer”
Akıl gelir başa, iş işten geçer,
Bilenler kem sözü, demeden seçer,

Çıkarsa dilinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü ; “ağlatan, gülmez”

Bilmem lâzım deyip, her şeyi sorma,
Kabullen kaderi, kafanı yorma,
Sevdiğini sakın, incitme kırma,

Bıkar ise senden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü, “ağlatan, gülmez”

Ne gerek çok söze, işin özü şu;
Hayatın da vardır, düzü-yokuşu,
Kolay konmaz başa, şans-talih kuşu,

Uçarsa ilinden, bir daha dönmez,
Unutma bu sözü, “ağlatan, gülmez”

Mümtaz Beğen (Dediğin Olsun- Kıvılcım Yayınları)




VEDÂ

Hiç bir şey getirme dile,
Beni anlamadı sanma.
Aşkta kaybetmişsem bile,
Gururumla oynama.

Üzülme, el aç Allaha,
O seni yoluna koysun.
Ararsan beni bir daha,
Sebebi sevdiğin olsun!

Ne bir dilek ne teselli,
Çare olamaz sancıma.
Benim halim zaten belli,
Sakın sen bana acıma.

Meyletme rüzgara yele,
Bir selam dahi yollama.
Öldüğümü duysan bile,
Hüzünlenip ağlama.

Madem ki böyle istedin,
Giderken ardıma bakmam.
Artık kim ne derse desin,
Sigarayı bırakmam.

Üzülme, el aç Allaha,
O seni yoluna koysun.
Ararsan beni bir daha,
Sebebi sevdiğin olsun!

Mümtaz Beğen



SENİ ARADIM

Hasretin ok oldu deldi bağrımı,
Yurt yurt, il il, elde seni aradım.
Dindirirsin diye gönül ağrımı,
Derman bildim dilde seni aradım.

Sevmişim ki seni ben ölesiye,
Yokluğun döndürdü beni deliye,
Kaptırdı mı acep kendini diye,
Azgın suda, selde seni aradım.

Sensiz yapamadım hop hop hopladım,
İşten yok dediler, evi yokladım,
Bir bilsen kaç türlü çiçek kokladım,
Lâle, nergis, gülde seni aradım.

Beş vakit namazda gece niyazda,
Durmadım ne sıcak ne de ayazda,
Şarkıda, türküde çalınan sazda,
Perdelerde, telde seni aradım.

Yakın bir yerdeydin hissediyordum,
Yürüdüm sahile melteme sordum,
Lodosu bile “dur” dedim durdurdum,
Esen rüzgâr, yelde seni aradım.

Yoruldum kalmadı ya bende kafa,
Akıllıya sordum, inandım safa,
Ne haberler saldım her bir tarafa,
Sahralarda, çölde seni aradım.

Mümtaz Beğen





AĞUSTOSTA KAR

Ağlasan hisseder burdan duyardım,
Zor günde yanında yine ben vardım,
Demek senin için sâde kumardım,

Başkası için at bundan sonra zar,
Yağdırdın gönlüme Ağustosta kar!

Hani sen sevince başka severdin,
Sev de Leyla kimmiş, bende gör derdin,
Ne yüzüm güldü ne bir gün gösterdin,

Bir bir anlatmaktan ar ederim ar,
Yağdırdın gönlüme Ağustosta kar!

Dedin mi bir gün al şunu yesene,
Bildiğin tek şey var çıkıp gelsene,
Haydi artık sende bir şey desene,

Çektiğim yetmez mi dahası mı var?
Yağdırdın gönlüme Ağustosta kar!

Boşa gider sıkma artık kurşunu,
Kıymetlisin, kursun anan turşunu,
Biraz geç de olsa anladım şunu,

Senden ne sevgili olur ne de yâr,
Yağdırdın gönlüme Ağustosta kar!

Mümtaz Beğen




ÖZÜR DİLERİM

Niçin susuyorsun bu tavır neden?
Bilmeden kırmışsam özür dilerim.
Müsâde almadan, sen “git” demeden,
Yanından çıkmışsam özür dilerim.

Bilirim kendimi değilim densiz,
Yaşayamam asla bilirsin sensiz,
Senelerdir bir kez senden izinsiz,
Sigara yakmışsam özür dilerim.

Alo demen için kızmam mı gerek?
Kızgınlıkla içip sızmam mı gerek?
İlla sana şiir yazmam mı gerek?
Canını sıkmışsam özür dilerim.

Ne bir avcıyım ne servet insanı,
İstemem böyle bir şöhreti şanı,
Böyle mutluydun da eğer dünyanı,
Başına yıkmışsam özür dilerim.

Mümtaz Beğen





BENİM SEVDİĞİM

Uğruna nelere göğüs gerdiğim,
Anlamıyor beni gönül verdiğim,
Nasıl denir bilmem; benim sevdiğim
Kendi güzel amma, nazı çekilmez.

Dudakları kiraz, yay gibi kaşlar,
Kıskansan alınır, sormasan haşlar,
İplik iplik yaşı dökmeye başlar
Gözü güzel amma, yaşı çekilmez.

Tebessümü başka, gülüşü başka,
Ölmüşüm diyeni getirir aşka,
Hele temiz kalbi, o bir bambaşka
Özü güzel amma, sözü çekilmez.

Ay parçası yüzü benzer güneşe,
Saçar etrafına baharda neşe,
Sonbahar gelince, çıkar güreşe
Yazı güzel amma, kışı çekilmez.

Mümtaz Beğen






BİR 14 ŞUBAT ŞİİRİ

Ne yaptım ki sana gözümün feri,
Döktürdün Şubatta bana bu teri,
Yanlış söz dedim de sözümü geri
Almam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Diyorlar ki bana bir hiç yerine,
Hayır demez hatun kişi erine!..
Sırrı çözmek için daha derine
Dalmam mı gerekir, niyetin bu mu?...

Sabrımı sınadın, denedin lafta,
Yıl on iki aydır, ay da dört hafta,
Gönlünde yerim yok, sürekli rafta
Kalmam mı gerekir, niyetin bu mu?...

Yeminime güven sözüme inan,
Yalnız sensin benim derdime derman,
İkna olman için aleme ferman
Salmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Haydi göster artık elden farkını,
Meramın yormak mı adı saklını,
Gayret edip bir kez daha aklını
Çelmem mi gerekir, niyetin bu mu?..

Bilirsin yorulmam hatta acıkmam,
Yanlış ise yola en başta çıkmam!..
Doğrusunu söyle, usanıp, bıkmam
Yılmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Susuyorsun hâlâ nedir nedeni,
Yeni mi tanıdın sanki sen beni,
Vurduğun yer olan kalbimden seni
Silmem mi gerekir, niyetin bu mu?..

Gösterdi mi takvim on dört Şubatı,
Asıyorsun birden gülen suratı,
İllâki her sefer geçip sıratı
Gelmem mi gerekir, niyetin bu mu?..

Anla beni lütfen ey gözü karam,
Hem sırası değil, hem de yok param,
Düşüp ardın sıra seni aramam
Bulmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Tamam, ruhum kölen, emrinde tenim,
Farzet ki sen bensin, ya da ben senim,
Bu seferde yine kapıyı benim
Çalmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

İşin yoktu güya kinle nefretle,
Ezim ezim ezdin türlü külfetle,
Üç günlük dünyada her gün hasretle
Dolmam mı gerekir, niyetin bu mu?

Gül gibi gönlümü daldan koparıp,
Saklarsın sanmıştım özenle sarıp,
Her geçen gün biraz daha sararıp
Solmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Bu ayrılığa ben olsam da sebep,
Bu mudur büyüklük, bu mudur edep,
Saçımı başımı tutam edip hep
Yolmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Kalmadı vallahi ağzımda hiç tat,
Ne keyfim var şimdi ne gönlüm rahat,
Zaten Mecnunundum, şimdi de Ferhat
Olmam mı gerekir, niyetin bu mu?..

Sordum ululara, nice âlime,
Rastlanmamış senin gibi zâlime,
Yoksa ağlanacak garip halime
Gülmem mi gerekir, niyetin bu mu?..

“Teşekkür” diyorsun bir de giderken,
Demek ki aslında bu vedâ erken!..
Uzun yıllar mutlu yaşamak varken
Ölmem mi gerekir, niyetin bu mu?..

Mümtaz Beğen




GELECEĞİM

Şahit buna bu gece ay,
Bir gün sana geleceğim.
Bugünden başla sen de say,
Bir gün sana geleceğim.

Mecnuna Leylası gerek,
Biliyorsun var bu yürek,
Gerekirse yürüyerek,
Bir gün sana geleceğim.

Gelmiş ise vakti nikâh,
Ne ah fayda eder ne vah,
Belki güneşli bir sabah,
Bir gün sana geleceğim.

Bin bir zahmet ve emekle,
Belki yırtık bir gömlekle,
Ama tertemiz bir yürekle,
Bir gün sana geleceğim.

Gördüğün an şaşacaksın,
Coşacak çağlayacaksın,
Sevinçten ağlayacaksın,
Bir gün sana geleceğim.

Mümtaz Beğen




GELİYORUM

Yakışmıyor sana hüzün,
Çıktım sana geliyorum.
Haydi artık gülsün yüzün,
Çıktım sana geliyorum.

Yüz vermezsen kızarım bak,
Ben de sana küserim bak,
Çeker geri giderim bak,
Çıktım sana geliyorum.

Bir bilsen bunu ah niçin,
Kaynıyorum için için,
Sarılıp koklamak için,
Çıktım sana geliyorum.

Anlamamış bilmemişim,
Seni müthiş özlemişim,
Nasip bugünmüş demişim,
Çıktım sana geliyorum.

Öpeyim bir kez boynunu,
Bozulur kader oyunu,
Haydi, aç bana koynunu,
Çıktım sana geliyorum.

Dolup taşsın gönül tasın,
Gülen yüzün hiç solmasın,
Bu gece sabah olmasın,
Çıktım sana geliyorum.

Mümtaz Beğen






İTİRAF

Nasıl oldu bitti bilmedim her şey,
Lâkin anlatması gerçekten zor şey,
Değil ki bu tesbih benzeri bir şey,
Dizeyim diyorum, dizemiyorum...

İzâha yetersiz kelime hece,
Ne zor şeymiş yahu, sanki bilmece,
Uğraşır dururum gündüz ve gece,
Çözeyim diyorum, çözemiyorum...

Ağırlık çöküyor akşam olunca,
Hele gökyüzü de yıldız dolunca,
Uzanıp balkona boylu boyunca,
Sızayım diyorum, sızamıyorum...

İmkansız bir aşk ve sevdâ uğruna,
Tükettim ömürü yaklaştım sona,
Önce şu gönlüme, sonra da ona,
Kızayım diyorum, kızamıyorum...

Dedim ki geçen gün; “Merhamet eyle”
Diyen kim, duyan kim, olmuyor böyle,
Göreyim hesabı, altını şöyle,
Çizeyim diyorum, çizemiyorum...

Her Şubatta ter, her Ağustosta kar,
Ölüyor zamanla, bende de can var,
Sığabileceğim geniş bir mezar,
Kazayım diyorum, kazamıyorum...

Vakî mi kapımı bir tıklattığı,
Ne öptürdüğü var, ne koklattığı,
Sihir mi, büyü mü, neyse yaptığı,
Bozayım diyorum, bozamıyorum...

Bu saatten sonra çıksa da cama,
Dikiş tutar mı hiç kalpteki yama,
Yazılacak daha çok şey var ama,
Yazayım diyorum, yazamıyorum...

Mümtaz Beğen



YEMİNLİ MİSİN?..

Ne sesin geliyor ne de selâmın,
Aramamak için yeminli misin?..
Bilemedim gitti nedir merâmın,
Anlatmamak için yeminli misin?..

Ne hastalık bildin ne de acımı,
Dindirmedin bir gün olsun sancımı,
Günbegün ağaran siyah saçımı,
Taramamak için yeminli misin?..

Ne mutluluk verdin ne de bir neşe,
Yüreğimi hasret koydun güneşe,
Yıllar oldu hâlâ bir gün bir işe,
Yaramamak için yeminli misin?..

Ne aldın koynuna ne de bıraktın,
Söndürmek dururken nârına yaktın,
“Haydi” dediğim an gözüme baktın,
Sarılmamak için yeminli misin?..

Ne istemiyorsun ne de gönlün var,
Söyle de bileyim, söyle neden yâr,
Denizler süt liman sen de dalga var,
Durulmamak için yeminli misin?..

Mümtaz Beğen




DAHASI VAR MI?..

Gülü kıymet bilen dersin demişsin,
Dermişim, dermişim dahası var mı?..
Derebilen gönül versin demişsin,
Vermişim, vermişim dahası var mı?..

Ne vardı bilmem o gün üzerinde,
Görür görmez akıl koymadın bende,
Güzellik adına her şeyi sende,
Görmüşüm, görmüşüm dahası var mı?..

Durmasan, çağlasan hep aksan bile,
Deli gönlüme bir tuzaksan bile,
Hatta ne bileyim yasaksan bile,
Sevmişim, sevmişim dahası var mı?..

Sevgime saygı da katmış özümden,
Sakınmıştım seni iki gözümden,
Ne ettiğim yemin ne de sözümden,
Dönmüşüm, dönmüşüm dahası var mı?..

Gizlemen anlamsız bunu erinden,
Biliyorum sende sevdin derinden,
Gönül kafesine en zor yerinden,
Girmişim, girmişim dahası var mı?..

Çağırmamış olsan, demesen de gel,
Alır götürürdü beni esen yel,
Kaç kez ellerimle zülfünü tel, tel,
Örmüşüm, örmüşüm dahası var mı?..

Bire beş katıp da saydıklarına,
Kulak asma sakın duyduklarına,
Varımı yoğumu ayaklarına,
Sermişim, sermişim dahası var mı?..

El alem yatarken kış uykusunda,
Yol aldım ben sevgi okyanusunda,
Lafın özü şu ki; aşk hususunda,
Ermişim, ermişim dahası var mı?..

Cenneti gösterdin yemeği yerken,
Ardından cehennem, demedin erken,
Sayende, sayende daha yaşarken,
Ölmüşüm, ölmüşüm dahası var mı?..

Mümtaz Beğen

 

BU SAYFAYI ARKADAŞLARINIZLA PAYLAŞINIZ
İsminiz:  
Arkadaşınızın mail adresi:

Sizin mail adresiniz:  

ANASAYFA